Yaklaşan yerel seçimlerin gölgesinde, memur ve emeklilerin yaşadığı sorunlar ve beklentiler gündemde önemli bir yer tutuyor. Özellikle 25 milyonu aşkın vatandaşı ilgilendiren ekonomik konular, seçim gündeminin merkezine yerleşiyor.

2023 yılında başlayan ilave ek ödeme uygulamasının sadece çalışan kamu görevlilerine yapıldığı ve emekli maaşlarına yansıtılmadığı bir gerçek. Bu durum, emeklilerin maaşlarını doğrudan etkiliyor ve çalışma hayatı ile emeklilik arasındaki dengeyi bozuyor. Memur emeklilerinin aldığı maaşın yüzde 45'ine denk gelen emekli maaşlarının, ilave ek ödemenin yansıtılmamasıyla daha da düşmesi, mağduriyetin boyutlarını artırıyor.

Ekonomik beklentiler arasında bir diğer önemli konu ise birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin 3600'e yükseltilmesi talebi yer alıyor. Bu adımın, emekli maaşlarının belirlenmesi açısından hayati önem taşıdığı vurgulanıyor. Ancak, daha önce verilen sözlerin hayata geçirilmemesi ve beklenen düzenlemelerin gerçekleşmemesi, memur ve emekliler arasında hayal kırıklığına yol açıyor.

Kamu çalışanlarının diğer bir talebi de yardımcı hizmetler sınıfı personelinin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi. Yükseköğrenim mezunu olan ve kurumlarında memurlarla aynı görevi yürüten bu çalışanların, kariyerlerinde ilerleme imkanlarının kısıtlanması mağduriyet yaratıyor.

Son olarak, sözleşmeli personel istihdamının artması ve taşeron işçi uygulamasının devam etmesi de kamu çalışanlarının gündeminde önemli bir yer tutuyor. Sözleşmeli personel statüsünün asıl istihdam biçimi haline gelmesi ve taşeron uygulamasının yaygınlaşması, çalışanların hak kaybına uğramasına neden oluyor.

Seçim öncesinde memur ve emeklilerin bu taleplerine cevap verilmesi ve beklenen düzenlemelerin hayata geçirilmesi, milyonlarca vatandaşın geleceği için önemli bir adım olacak. Kamu çalışanlarının ekonomik taleplerinin dikkate alınması, adaletli bir gelir dağılımı ve güçlü bir kamu yönetimi için gereklidir.