Bölgedeki depremlerin Arap levhasının Anadolu levhasını sıkıştırması sonucu meydana geldiği biliniyor. Ancak, Jeoloji Mühendisleri Odası'nın ve diğer ilgili kurumların yıllardır yapmış olduğu uyarılara rağmen merkezi ve yerel idarelerin gerekli önlemleri almadığı vurgulanıyor. Bu ihmallerin sonucunda doğal bir jeolojik olay olan depremler büyük bir afete dönüştü.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası 2000 yılından sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde düzenlediği konferanslar, sempozyumlar ve çalıştaylarla konunun önemini vurgulamıştı. Ancak, uyarılar dikkate alınmadı ve bölgedeki kentlerin büyümesi ve nüfus artışı gibi faktörlerle birlikte depremler büyük zararlara yol açtı.
Depremler sonucunda Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman, Malatya, Elâzığ, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Tunceli, Bingöl, Sivas, Kayseri, Niğde, Batman ve Mardin kentlerinde hasarlar meydana geldiği belirtiliyor. Toplamda 15 milyonu aşkın kişi depremden etkilendi, binlerce insan hayatını kaybetti veya yaralandı. Ekonomik kayıplar da oldukça büyük.
Jeoloji Mühendisleri Odası, yaşanan bu büyük kayıpları sorumsuzluk olarak nitelendiriyor ve gerekli önlemlerin alınmamasının bir katliam olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bölgedeki barınma sorununu çözmek için önlemler alınması gerektiği belirtiliyor. Bunlar arasında kırsal ve kentsel alan planlamalarının yapılması, temel barınma sorununun giderilmesi, tarım ve hayvancılığın desteklenmesi, iş imkanlarının sağlanması gibi adımlar öne çıkıyor.
Ayrıca, afet risklerinin azaltılması ve afet sonrası müdahaleye odaklanan bir yapıdan uzaklaşarak afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılmasına odaklanılması gerektiği vurgulanıyor. Bunun için güçlü bir mevzuat altyapısı, kurumsal yapılanma, ekonomik politikalar ve toplumsal farkındalık önemli olduğu belirtiliyor.
Sonuç olarak, doğal afetlerin önceden tahmin edilebilir ve önlenilebilir olduğu ve bu konuda bilimin ve teknolojinin ışığında hareket edilmesi gerektiği vurgulanıyor.