Demans ve Parkinson Hastalığı günümüzde karşılaştığımız en yaygın iki nörodejeneratif hastalıktır.

Bir başka ifadeyle,

Bu iki hastalıkta ilerleyici ve geri dönüşümsüz nöron (sinir hücresi) hasarı ortaya çıkar.

Ve,

Nüfusun yaşlanmasına bağlı aşikâr olarak tüm kronik hastalıklarda gördüğümüz artış, aynı şekilde bu hastalıkların da görülme sıklığını hızla artıyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, işte tam burada bir kısırdöngü karşımıza çıkıyor;

İnsanlar yaşlandıkça mental ve fiziksel olarak daha âtıl bir yaşam tarzına çekiliyor ya da çekilmek zorunda kalıyor,

Ve,

Yaşlılar hareketsiz bir şekilde TV karşısında çok uzun saatler geçiriyor.

Bu durum da nörodejeneratif hastalıkların ilerlemesini kolaylaştırıyor.

Pek tabii ki demans, Parkinson hastalığı ve depresyon gelişimini direkt aşırı TV izlemeye bağlayamayız.

Lakin, öte yandan bilimsel çalışmalar gelişme riskini artırdığını net bir şekilde söylüyor.

Özetle,

Bir nev’i “yumurta-tavuk paradoksu” ile karşı karşıya kalıyoruz…

“Televizyon Ekranının Çocuk Sağlığı Üzerindeki Karanlık Yüzü” başlıklı yazımda aşırı TV izlemenin çocukların sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsetmiştim.

Bu paylaşımda ise erişkin ve yaşlı popülasyonun karşı karşıya olduğu riskleri bulacaksınız…

Demans, Parkinson Hastalığı ve Depresyon Bilançosu

  • Milenyum ile birlikte demans, Parkinson Hastalığı ve depresyon tanı oranlarında bir patlama yaşadık.
  • Esasen bu dramatik artışın iki nedeni var:
  • Hem ait olmadığımız bir dünyada insanın fabrika ayarlarına aykırı yaşıyoruz,
  • Hem de teknolojinin gelişimi ve sağlık hizmetlerine erişimin artması ile tanı oranları yükseliyor.
  • Eskiden “bunadı” yakıştırması yapılarak göz ardı edilen bir durum,
  • Artık “demans” ana başlığı altında alt tiplerine kadar tanımlanıyor.
  • İşin doğrusu olayın büyüklüğünü daha iyi tasavvur etmek için,
  • Bilimsel verilerde paylaşılan rakamlara göz atmak isabetli olacaktır…

Şu anda dünya çapında 55 milyondan fazla insan demans ile yaşıyor,

Ve,

Bu sayı her yıl yaklaşık 10 milyon yeni vaka ile giderek büyüyor.

Öte yandan,

  • 2016 yılında dünya çapında tahminen 6,1 milyon kişi Parkinson Hastalığı tanısı aldı.
  • Sonuç olarak bu rakam 1990 yılındaki teşhis sayısından 2,4 kat daha fazladır.
  • Neticede 2023 itibarıyla ise dünya genelindeki Parkinson Hastalığı tanısı alanların 10 milyonu aştığı tahmin ediliyor.

Güncel Bilimsel Veriler

International Journal of Behavioral Nutrition and Physical Activity‘de yayımlanan güncel bir çalışmada bilim insanları,

Birleşik Krallık veri tabanından 39–72 yaş arasındaki yaklaşık 500 bin (tam olarak 473.183) kişinin sağlık kayıtlarını incelemiş,

Ve,

Katılımcıların iş dışında egzersiz yaparak, TV izleyerek ve bilgisayar kullanarak geçirdikleri zamanı değerlendirmişler.

İzlem süresince:

  • 6096 kişide demans
  • 3000 kişide Parkinson Hastalığı
  • 23.600 kişide depresyon
  • 1200 kişide demans ve depresyon
  • 486 kişide Parkinson Hastalığı ve depresyon gelişmiş
  • Demans, Parkinson Hastalığı ve Depresyon Risk Faktörleri
  • Her şey göz önüne alındığında, TV izleme ve bilgisayar karşısında geçirilen süre açısından bakıldığında sonuçlar oldukça dikkat çekici…

Örneğin,

Günde 4 saat veya daha fazla TV izlediğini beyan edenlerde, günde 1 saatten az izleyenlere göre:

  • Demans riski %28
  • Parkinson Hastalığı riski %16
  • Depresyon riski ise %35 daha yüksek

Ne var ki,

İş dışındaki saatlerde TV izleme yerine, orta düzeyde bilgisayar kullanımı hafif koruyucu çıkmış.

Mesela,

Günde 30–60 dakika arası bilgisayar kullananlarda:

  • Demans ve depresyon %32,
  • Parkinson Hastalığı ise %14 daha az ortaya çıkıyor.
  • Bu esnada günde 30 dakikalık bilgisayar kullanım zamanını eşit miktarda egzersizle değiştirmek,
  • Demans riskinde %26
  • Parkinson Hastalığı riskinde ise %16 risk azalması sağlıyor.

Neden TV İzlemek Demans, Parkinson Hastalığı ve Depresyon Riskini Artırır

Özetle bu çalışma aşırı TV izlemenin demans, Parkinson Hastalığı ve depresyon riskini artırdığını gösteriyor.

Ancak,

  • Aradaki sebep-sonuç ilişkini tespit etmek amacıyla da ek olarak beyin MR görüntülerine başvurmuşlar.
  • Sonuç olarak dış etkenlerin hipokampus hacminde değişikliğe neden olduğu tespit edilmiş.
  • Bu gerçekten çok anlamlı bir çıktı,

Çünkü,

Hipokampus beynin hafıza merkezidir,

Ve,

Kısa süreli hafızaya alınan bilgilerin uzun süreli hafızaya aktarılmasında görev alır.

Başka bir deyişle hipokampus yaşanılan anıların olaylarla ilişkilendirilmesinde,

Ve,

Kişinin yön bulma duyusunu kontrol etmede de önemli bir rol oynar.

Kaynak: HABER MERKEZİ