Eczacı Tahir Özelçi, Eczacılar Odası Başkanlığı konteynerinde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Hepinizin malumu olduğu üzere 16 Aralık günü ilaç fiyat kararnamesinde bir düzenleme yapılarak ilaç fiyatlarına yüzde 25 oranında zam yapıldı. Yani avro kuru 14 liradan hesaplanıyordu. Şu anda 17.55’e çıkarıldı. Biliyorsunuz ki esas Avro'nun kuru şu anda 31.78 lira. Dolayısıyla ilaçta, ilaç yokluklarının engellenmesi için yapılan düzenleme yeterli bir düzenleme değildir. Yeterli bir düzenleme olmadığı gibi dağıtım kanallarının kar olanlarında düzenleme yapılması, firmalara yüzde 25 oranında zam verilmesi, ilaç düzenlemesi yapılması ama bunun yanı sıra bu işin yükünü çeken, bu işin emeğini çeken, bu işin cefasını çeken, eczacıların kar oranlarında herhangi bir düzenlemeye gidilmemesi, eczacılarımızı ziyadesiyle üzmüştür. Çünkü sahaya baktığınız


İlaç Üzerinden Tasarruf Yapılmamalıdır


Hastasına İlaç temin etmekte zorlanan eczacıların sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Özelçi, bu konudaki görüş ve önerilerini ise;

“Eczacılık yeminine bağlı kalıp bu hastalarımızın ilacını temin edebilmek için kurduğumuz WhatsApp gruplarından arkadaşlarımızdan ilaç temininin hangi hastanın ilacını hangi eczanede bulabiliriz? Hatta il dışında nasıl bulabiliriz. Bunun tasasını yaşayan eczacılar artık bu sorunları yaşamak istemiyorlar. İlaç fiyat kararnamesi yeniden güncellenmeli veya yenisi yapılmalı. İlaç fiyatları üzerinden, sağlıkta ilaç üzerinden tasarruf yapılmamalıdır. Şimdi sadece ilaç fiyat kararnamesiyle ilaca ulaşımın önünü engellememektedir. Yeni modül ilaçların da Türkiye'ye girmesini engellemektedir. Yeni bulunan Kanser ve yeni bulunan şeker, diyabet ilaçları sırf ilaç fiyat kararnamesinden dolayı düzenlemenin yetersiz olmasından dolayı ülkemizdeki insanlarına ulaştırılamamaktadır. Ülkemiz insanları bütün dünyanın kullandığı bu yeni molekül yeni nesil ilaçları kullanamamaktadır. Dolayısıyla ülkemiz insanının sağlığıyla oynanmaktadırlar. Bizim yetkililerden burada beklentimiz, bakanlığımızdan beklentimiz, bir an önce ilaç fiyat kararnamesi yeniden yapılmalı, yeniden düzenlenmelidir” şeklinde ifade etti.


Depremden 40 Civarında Meslektaşımız İşyeri Anlamında Etkilendi


Özelçi, açıklamasını;

“ Bunun yanı sıra ben deprem bölgesi için de ayrı bir parantez açmak istiyorum. Deprem bölgesinde görev yapan eczacılarımıza Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılacak protokolle süspansiyonlar uygulanmalı. Çünkü deprem bölgesinde görev yapan eczacılarımızın sayısı hızla düşmektedir. 39 tane eczacımız konteynırda hizmet vermekte. Bunun yanı sıra 18 tane eczacımız geçici kapama yapmış durumda. Yaklaşık 23 tane eczacımız da il dışına nakil yapmış durumdadır. Eğer deprem bölgesinin tümüne süspansiyonlar uygulanmazsa, teşvik uygulanmazsa rakamda bu sayılar hızla artacak. Dolayısıyla deprem bölgesinde hizmet görecek eczane sayısı hızla azalacaktır. İnsanlarımız da ilaca bir kez daha katmerli olarak ulaşamayacaktır. Bizim Sosyal Güvenlik Kurumu'nda beklentimiz deprem bölgesindeki iskontoların sıfırlanmasıdır. Hizmet bedellerinin de 3 katına çıkarılmasıdır. Bunlar yapılmazsa deprem bölgesinde ilaca ulaşım daha da zorlaşacak, daha da imkânsız hale gelecektir. Malatya Eczacı Odası olarak devlet yetkililerinden, hükümetimizden, bakanlığımızdan beklentimiz acil konum çözüm bekleyen bu şeylere artık yama yapılarak palyatif çözülmeler bulunarak üzerine gidilmemesi, kökten radikal çözümler bulunarak insan sağlığının üzerinde tasarruf yapılmamasıdır” şeklinde sürdürdü.


Yerli ve Milli İlacımızı Üretelim


Özelçi, Açıklamasının son bölümünde ise şunları söyledi;

“Biz kendi ilacımızı, milli ilacımızı kendi etken maddemizi yapmadıktan sonra, kendi etken maddemizi üretmedikten sonra biz sürekli bu dışarıya bağımlı kalacak ve dışarıya bu tür ilaçların Ülkemize girmesi için sürekli döviz aktarmak zorunda kalacağız. Bu işin asıl çözümü milli ilacın, yerli ilaç seferberliğinin başlatılması, bütün bu ilaçların etken maddesinin Türkiye'de üretilmesi ve bu etken maddenin Türkiye'deki ilaç sanayi tarafından ilaca çevrilmesi ama bunu devletin buraya süspansiyon uygulaması ve bu ilaçlar için alım garantisini vermesi gerekmektedir. Belli bir süre mutlaka bunun zorluğu çekilecektir. Ama bir süre sonra kendi ayaklarının üzerinde duran ilaç sanayi dışarıya bağımlı olmayan kendi insanın sağlığı için ilacını üreten bir ülke haline gelir.”