Dünyada paranın geçmediği tek yer deprem bölgeleriydi. Zengini fakiri herkes eşitti.  İşte 6 Şubat zamanı ve daha sonrasında kurulan koordinasyon ağının nasıl sorunsuz ve tıkır tıkır işlediğini İHH Malatya Kadın Kolları başkanı Ayşe Bağcı’dan dinleyeceğiz. 6 Şubat ve sonrasındaki süreci sizler için röportaj olarak gerçekleştirdik…

Merhaba Ayşe Hanım, sizinle 6 Şubat depremini ve İHH'nın bu acil durumda gerçekleştirdiği yardım çalışmalarını konuşmak için buradayız. İlk olarak, 6 Şubat depremi sırasında İHH'nın nasıl bir yardım çalışması başlattığınızı anlatabilir misiniz?

6 Şubat depremi anında ilk olarak ne yapabileceğimize odaklandık. Hemen İHH'nın depolarını açtık ve ekmek ve su yardımları gelmeye başladı. İlk gecede, insanlara bu yardımları dağıtmaya başladık. Bu anlarda çok duygusal anlar yaşadık. Özellikle bir bayanın altında bir araba olduğu halde sokakta kaldığını gördük. Kendisi bize gelip ekmek alabilir miyim dediğinde, tabii ki buyurun dedik. İnsanlar o an tamamen çaresiz ve muhtaçtı. Bu yardımları ulaştırdığımızda gözlerindeki mutluluğu görmek beni çok etkilemişti.

Malatya'da Doğanşehir ve Akçadağ’dan lojistik Merkez kuruldu. Yaklaşık 17 ilden 270 arama kurtarma personeli geldi.  500 gönüllü ile beraber Lojistik Merkezi Grup hemen bir WhatsApp ihbar hattı açtık. Her şey spontane geçti aslında. Giysiler geldi bir anda ayakkabılar geldi. İnsanlar geldi ihtiyaçlarını aldılar. Çünkü çok fazla ihtiyacı vardı insanlar terlikle çıkmıştı -15 dereceydi. Ayakları Kıpkırmızı olmuştu soğuktan, pijamayla çıkan, eşofmanla çıkan insanlar vardı. Öyle bir durumda olduğu için biz insanlara istediğiniz kadar alın istediğiniz alan ihtiyacınızı alın dedik. Gerçekten insanlarda sadece ihtiyacı olanı aldı. Şu anda hala gelen yardımları depreme gelen yardımları Bizler burada Lojistik merkezimize ayarlıyoruz. Yardıma muhtaç insanlara temin ediyoruz. Bizim Depomuz herkese açıktı deprem zamanında. Biz Herhangi bir sıkıntı ya prosedüre takılmadık hemen gönüllü araç hattı kurduk. Bu hatta bildiğimiz araçlar gönüllü araçlar geldiler herkes yardım dağıtması sırasında video görüntü attı.  İHH’da koordinasyon vardı yani koordinasyonsuzluk söz konusu değildi.  Bazı vakıf ve dernekler gönüllü sorunu yaşadı.  17 ilden bize 500'e yakın gönüllü geldi.  Biz gönüllü konusunda da hiç sıkıntı yaşamadık büyük depoya gittik bir baktık ki illerden gönüllüler gelmiş Elazığ'dan Artvin'den Muş'tan bunlar hep depremi yaşamayan yakın illerden gelen gönüllü gençler.

Doğanşehir ve Akçadağ’da Lojistik merkezi kuruldu. Çünkü Doğanşehir tamamıyla bitmişti hasar çok fazla vardı. Doğanşehir’de ekmek fırını açtık ve ücretsiz ekmek dağıtmaya başladık. İlk zamanlar ücretsiz olarak ekmeği verdik, sonrasında birazcık normale bindikten sonra maliyetine satış yapıldı. Artık yardımlar kesildi onlar da gelmeyince sadece maliyetini ekmek satışları başladı.

Gerçekten duygusal anlar yaşanmış. Bu yardımların organizasyonu ve dağıtımı nasıl gerçekleşti? Herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl bir çalışma yürüttünüz?

Evet, deprem anında yardımlar çok hızlı bir şekilde gelmeye başladı ve bu yardımlar hızla tükeniyordu. Ancak, yardımların ulaştırılmasında hiçbir sorun yaşamadık, çünkü sürekli yardım gelmeye devam ediyordu. İHH olarak birçok vakıf ve dernek, meslek gruplarıyla birlikte çalışmalar yaptık. Hiçbir ayrım yapmadık, herkes bir araya geldi ve birçok insanın ihtiyacını karşılamaya çalıştık. Ne malın ne de para etmediği bir dönemde, yardımlarımızın gerçekten kıymetli olduğuna inanıyorum.

Yardımların koordinasyonu nasıl sağlandı? Başka kuruluşlarla işbirliği yaptınız mı?

Evet, yardımların koordinasyonu önemliydi ve İHH bu konuda profesyonel bir şekilde çalıştı. Hemen bir Koordinasyon Merkezi kuruldu ve genel merkezden bu işi takip edecek sorumlular geldi. İHH, acil afet yönetiminde profesyonel bir şekilde çalışıyor. Ayrıca, diğer yardım dernekleri ve vakıflarla da işbirliği yaptık. Herkes ortak bir çatı altında bir araya geldi ve insanlara yardımcı olmaya çalıştık. Deprem sürecinde birçok zorluğun üstesinden gelmek zorunda kaldık. Özellikle hava koşulları, tipi gibi zorlu şartlarla karşı karşıya kaldık. Ancak, İHH olarak bu zorlukları aşmayı başardık. İHH'nın lojistik merkezi kuruldu ve birçok ilden gelen arama kurtarma ekipleriyle birlikte çalıştık. İhtiyaç sahiplerine giysi, battaniye, gıda ve diğer yardımları ulaştırdık.

Yardımların nihai hedefine ulaştığını nasıl sağladınız? Başka vakıf ve derneklerle nasıl işbirliği yaptınız?

Yardımların hedefine ulaşması için çok dikkatli davrandık. İhtiyaç sahiplerini belirledik ve onlara yardımları ulaştırdık. Ayrıca, birçok aileye çadır, kıyafet, gıda gibi yardımlarda bulunduk. İHH'nın profesyonel bir şekilde yönetilen yardım ağı bu konuda büyük bir rol oynadı.

İHH'nın sürekli olarak yürüttüğü yardım çalışmalarını da anlattınız. Özellikle yetim sponsorluğu programınız hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz?

Tabii, İHH'nın yetim sponsorluğu programı çok önemli bir inisiyatiftir. İHH 44 ülkede, Türkiye'de 80 ilde 133 binden fazla Yetimin eğitim sağlıklı da barınma gibi konularda destek veriyor Bunun haricinde 1 milyondan yetime de dönemsel destek oluyor. Bunlar: Yetim Sponsorluk Sistemi Bu sistemle bir kişi, aile, kurum, arkadaş grubu, sınıf veya okul bir yetime sponsor olabiliyor; aylık 400 lira bağışlayarak sponsoru olduğu yetimin eğitim, sağlık, gıda, kıyafet ve barınma ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Bu sayede 44 ülkede 136.374 yetim hayata tutunuyor.